Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi Şartları

Memnu hakların iadesi yani yasaklanmış hakların geri verilmesi, belirli bir suçtan dolayı hakkında mahkûmiyet kararına bağlı olarak Türk Ceza Kanunu’nda ya da diğer kanunlarda düzenlenmiş olan bazı hak yoksunluklarının ortadan kaldırılmasını sağlamaktadır. Söz konusu husus 5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A hükmünde düzenlenmiştir. Bazı hakların yasaklanmış olmasının sebebi, belirli suçlardan dolayı mahkûmiyet cezası alanların söz konusu cezanın infazının ardından topluma zarar verebileceği düşüncesinden hareketle ömür boyu bazı haklardan yoksun bırakılmasıdır.  Cezaların amacının “ıslah” olması ve hükümlü kişinin cezasının infazının ardından iyi halli olarak yaşamına devam etmesi sonucunda kişinin bazı haklardan yoksun bırakılması “topluma kazandırma” düşüncesine aykırılık teşkil edeceği için mahkûmiyet hükmü alan kişinin kanunda düzenlenmiş olan şartları haiz olması halinde “yasaklanmış hakların geri verilmesi/memnu hakların iadesi” imkan kazanacaktır.

Adli Sicil Kaydı yani diğer bir deyişle sabıka kaydı ise, mahkûmiyet cezalarının kaydedildiği bir kayıt sistemi olup yer alan mahkumiyet kararları kural olarak bazı durumlarda talep aranmaksızın arşiv kaydına alınmaktadır. Adli sicil kaydının veya adli sicil arşiv kaydının silinmesi ilgili yasanın öngördüğü hallerde gerçekleştirilebilecektir.

Memnu Hakların İadesi (Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesi) Nedir?

Memnu hakların iadesi, bir başka adıyla yasaklanmış hakların geri verilmesi, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK)  dışındaki kanunların belli bir suçtan dolayı veya ceza mahkûmiyetine bağlı olarak öngördüğü çeşitli hak yoksunluklarının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir ceza hukuku kurumudur. 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nda belli bir suçu işlemekten dolayı cezaya mahkûmiyetin sonucu olarak, ömür boyu devam edecek bir hak yoksunluğu söz konusu olmadığı için, memnu hakların iadesi kurumuna dair bu kanunda bir düzenleme getirilmemiştir. Zira TCK’nın 53. maddesi uyarınca kişi işlediği suçtan dolayı mahkûm olduğu hapis cezasının infazını tamamladıktan sonra buna bağlı hak yoksunlukları da ortadan kalkmaktadır.

Ancak bazı kanunlardaki özel düzenlemeler uyarınca, bir takım hak yoksunlukları ceza tamamen infaz edilse de devam edebilmektedir. Memnu hakların iadesi kurumu, kişilerin bu hak yoksunluklarına ömür boyu katlanmak zorunda kalmaması için getirilmiş bir düzenlemedir. Zira ceza hukukunun amacı yalnızca kişileri işledikleri suçlar nedeniyle cezalandırmak değil, aynı zamanda etkin pişmanlık duymalarını sağlayarak topluma kazandırmaktır. Bu nedenle aşağıda izah edeceğimiz şartları taşıyan kişiler memnu hakların iadesi yoluna başvurarak haklarındaki hak yoksunluklarını kaldırabilirler.

Memnu Hakların İadesi Şartları Nelerdir?

Memnu hakların iadesi şartları Adli Sicil Kanunu 13/A maddesinde sayılmıştır. Memnu hakların iadesi şartları;  

  • Cezanın infaz edilmiş olması: Ceza yargılaması sonucunda kişi aldığı cezanın tamamını infaz etmelidir. Koşullu salıverilme ile cezaevinden çıkan kişinin infazı tamamlanmamıştır, denetim süresinin de bitmesi gerekmektedir. Memnu hakların iadesi şartları arasında en önemlisi budur.
  • İnfazın üzerinden 3 yıl geçmesi
  • Sürenin iyi halli olarak geçirilmesi: Kişinin infazından itibaren ve geçirilen üç yıllık süre içerisinde herhangi bir suç işlememesi, ayni süreyi iyi halli geçirmesi gerekmektedir. Kişinin süreleri iyi halli geçirdiğine dair mahkemede bir kanaat oluşması memnu hakların iadesi için gereklidir.

Kişi bu şartları sağladığı takdirde mahkemece memnu hakların iadesine karar verilir. Ancak yasaklanan tüm hakların iadesi mümkün olmasına rağmen bazı mesleklerin mahiyeti gereği memnu hakların iadesi kararı alınmış olsa dahi mesleğe kabul, idarenin takdir yetkisine bırakılmıştır.

Memnu Hakların İadesi Kararının Etkili Olmadığı Meslekler

Bazı mesleklerin özel meslek kuralları vardır. Hükümlü memnu hakların iadesi kararı alsa bile bazı mesleklerin etik kuralları bu meslekleri icra etmesine cevaz vermeyebilir. İlgili meslek kuruluşu hükümlünün mesleğe kabul talebini reddedebilir. Danıştay’ın bu konuyla ilgili kararlarına aşağıda yer verilmiştir:

  • Bir mali müşavir sahte belge kullanmaktan 1 yıl hapis cezasına mahkum olmuştur. Cezasının infazından sonra mahkemeden yasaklanmış hakların geri verilmesi kararı alarak mesleğe kabulü için ilgili meslek kuruluşu olan TÜRMOB’a başvurmuştur. TÜRMOB mesleğe kabul talebini reddetmiştir. Danıştay, memnu hakların iadesi kararının 3568 sayılı Kanunun 4. maddesinin (d) bendine göre ehliyetsizliği ortadan kaldırabileceği, fakat aynı maddenin (f) bendinde “meslek şeref ve haysiyetine uymayan durumları bulunmamak” ibaresi nedeniyle TÜRMOB’un mesleğe kabul başvurusunu reddetmesini haklı bulmuştur ( Danıştay 8. Daire – Esas No: 2008/3215, Karar No: 2010/5022, Tarihi: 6.10.2010 ).
  • Bir vatandaş hakkında adam öldürme suçundan ceza mahkumiyetine karar verilmiştir. Cezasını infaz ettikten sonra ilgili mahkemeden memnu hakların iadesi kararı almıştır. Hukuk fakültesi bitirdiğinden avukat olmak için Konya Barosu’na staj başvurusu yapmış, baro tarafından bu talebi reddedilmiştir. Danıştay; yasaklanmış hakların geri verilmesi kararıyla kişinin Avukatlık Yasasının 5/a maddesine göre ehliyetsizliği ortadan kalkmış ise de, aynı Yasanın 5/c maddesine göre “Avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresince bilinmiş olmak” hükmü nedeniyle ehliyetsizliği devam ettiğine karar vererek avukatlık mesleğine kabul talebinin baro tarafından reddedilmesini haklı bulmuştur ( Danıştay 8. Daire – Esas No: 2006/4018, Karar No: 2007/16, Tarihi: 15.1.2007 ).

Yasaklanmış Hakların Geri Verilmesine / Memnu Hakların İadesine Konu Olacak Hak Yoksunlukları Nelerdir?

Gerek Türk Ceza Kanunu’nda gerekse de diğer kanunlarda kişi hakkında verilmiş olan mahkûmiyet kararı ile kişinin bazı haklardan yoksun bırakılacağı kabul edilmiştir. Yargıtay tarafından verilmiş olan birçok karardan hareketle bu yasaklılık haklarına birkaç örnek vermek gerekirse:

  • Amme hizmetlerinden yasaklanma,
  • Memuriyetten mahrumiyet,
  • Seçme veya seçilme hakkından yoksun bırakılma,
  • İhalelere girmekten men edilme,
  • Yasal kısıtlılık altında bulundurulma,
  • Babalık veya kocalık haklarından mahrumiyet,
  • Sürücü belgesinin geri alınması,
  • Emekli maaşından yoksun kılınma,
  • İşyerinin kapatılması,
  • Meslek ve sanatın tatili

Memnu Hakların İadesi Yoluna Başvurma Şartları Nelerdir?

5352 sayılı Adli Sicil Kanunu’nun 13/A maddesinde memnu hakların iadesi yoluna başvurabilmek için üç şart getirilmiştir. Buna göre TCK’nın 53. maddesinde belirtilen beşinci ve altıncı fıkralar saklı kalmak kaydı ile memnu hakların iadesi yoluna başvurma şartları şunlardır;

a. Mahkûm Olunan Ceza Tamamen İnfaz Edilmiş Olmalı

Memnu hakların iadesi yoluna başvurabilmesi için gereken ilk şart, mahkûm olunan cezanın tamamen infaz edilmiş olmasıdır. Hemen belirtelim ki kişinin koşullu salıverilmeden yararlanarak erken tahliye olması cezasını tamamen infaz ettiği anlamına gelmemektedir. Eğer kişi koşullu olarak salıverilmişse öngörülen koşul ve/veya sürenin sonunda, denetimli serbestlikten faydalanarak tahliye olmuşsa denetim süresinin sonunda cezasını tamamen infaz etmiş sayılır.

b. Cezanın Tamamen İnfazından İtibaren Üç Yıl Geçmiş Olmalı

Memnu hakların iadesi yoluna başvurabilmesi için gereken ikinci şart, mahkûm olunan cezanın tamamen infazından sonra üç yıl geçmiş olmasıdır. İnfazdan itibaren üç yıllık süre dolmadan memnu hakların iadesi yoluna başvurulamaz.

Ancak mahkûm olunan cezanın infazına genel af veya etkin pişmanlık dışında başka bir hukukî nedenle son verilmiş olması halinde, yasaklanmış hakların geri verilmesi yoluna gidilebilmesi için, hükmün kesinleştiği tarihten itibaren beş yıl geçmesi gerekir. Bu süre kişinin mahkûm olduğu hapis cezasına üç yıl eklenmek suretiyle bulunacak süreden az olamaz.

c. Yeniden Suç İşlememek ve İyi Halli Olmak

Memnu hakların iadesi yoluna başvurabilmesi için gereken üçüncü şart, kişinin cezanın tamamen infazından itibaren 3 yıllık süre içerisinde yeni bir suç işlememiş olması ve hayatını iyi halli olarak geçiriyor olması gerekir. Memnu haklarının iadesi yoluna başvuran kişi, mahkemede, iyi halli olarak hayatına devam ettiği yönünde olumlu bir kanaat oluşturmalıdır.

Ayrıca belirtmek gerekir ki kanuni düzenlemede üç yıllık süre içerisinde işlenmemesi gereken suçun kasıtlı veya taksirli olup olmaması noktasında bir ayrım yapılmamıştır. Bu nedenle üç yıllık süre içerisinde taksirli veya kasıtlı herhangi bir suç işlenmemiş olması gerekmektedir.

Leave a Reply

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir